Türkiye’de firmaların sürdürülebilir kazanç konusunda en büyük eksikliklerinin; muhasebe ve finansı birbirine karıştırmalarını bildiren Malogra Danışmanlık Kurucusu Bikem İnce İnanç, işletmelerin finansal farkındalık konusunda zayıf kaldıklarını belirterek, şunları söyledi:
Muhasebe işletmenin geçmişi, finans geleceğiyle ilgili!“Herkesin zorunlu olarak bir muhasebecisi ve mali müşaviri bulununca, bu kişiler muhasebe kayıtları tutulduğu için finansının da düzgün olduğunu zannediyor. Fakat finansla muhasebe birbirine çok yakın olmakla birlikte temelde birbirinden farklı iki dal. Çok basit özetleyecek olursak, muhasebe bir işletmenin geçmişiyle ilgileniyor. Finans ise bir işletmenin geleceğiyle ilgili. Muhasebe tarafında bir işletmenin zaten olmuş bitmiş para ve para türevindeki her şeyi kayıt altına alınıyor. Fakat finans tarafında geçmişten gelen tecrübeler ve verilerin ışığında, gelecekte neler olabileceğine dair öngörülerde bulunarak, bu öngörülere ilişkin firmanın aksiyon planlarını belirlemek, gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak gibi hareket planları çıkartılıyor. Biz maalesef geleceği planlama ve bunda da nokta atışı işler planlayıp, bir takım sektörel ya da global ekonomik değişimlere hazırlıklı olamıyoruz çünkü finansı önemsemiyoruz.”“Finansal farkındalık işletmelerin ömrünü uzatıyor”İşletmelerin ömrünün finansal farkındalık ile uzayabileceğinin altını çizen İnanç, şöyle devam etti:
“Fark edilemeyen ama kârlılıkta önemli ölçüde etki yaratan maliyetlerin tespit edilmesinin uzun vadede işletmelerin kârlılığını arttıran gizli bir detay. Türkiye’deki finansal farkındalığın gelişmesinin firmaların sürdürülebilir şekilde büyümeleri için önemli bir husus olduğunu düşünüyorum. Bu alanda yapılan çalışmalara göre her yıl açılan işletmelerin %32’si ikinci yılı göremeden ilk 12 ay içerisinde, %85’i de ilk beş yıl içerisinde kapanıyor. Kapanma nedenlerinin en başında yanlış finansal yönetim geliyor. Finansal yönetim çok farklı alanlara dokunan bütünsel bir yaklaşım aslında. Öngörüler ile ileri doğru hedeflemeler koymak ve bunlar gerçekleştikçe gerekli analizleri yapmak işletme için gereken yol haritasını çıkarıyor ortaya. Aslında finansal raporlamalarda yer alan sayıların bize anlatmaya çalıştıklarına dikkat etmek gerekiyor, sayılar bize ne yapmamız gerektiğini zaten söylüyor.“Teşvikler konusunda çok fazla fırsat ve imkan var”Öte yandan finansal yönetim konusunda çalışma yaparken tüm işletmelerin yararlanabilecekleri teşvik ve hibeleri bilmeleri ve bunları kullanmaları da oldukça önemli. Bu destekler işletmeler için finansal büyüme süreçlerine destek veren en önemli unsurların başında geliyor. Karşılıksız şekilde işletme bünyesine sağlanan bu desteklerle karlılığınızı otomatikman iyileştirmek, giderlerinizi refinanse ederek tasarruf sağlamak ve kaynak artırımı ile kontrollü şekilde büyümek mümkün. Teşvikler konusunda hem yurt içinde hem de yurt dışında çok fazla fırsat ve imkân olduğunu da özellikle belirtmek isterim.Finansal yönetimi destekleyen diğer bir süreç ise ihracata yönelmek olacaktır. Bu noktada da işletmelerin; kıt kaynaklarını sonsuz ihtiyaçlarını karşılamak için kullanırken ‘bilimsel ihracata’ ağırlık vererek, bilinçli ve kontrollü şekilde yurt dışına adım atmalarını tavsiye ederim. Özetle işletmeler sayıların bize anlattığı alanlarda önlemlerini alırlarsa, başta aktardığımız kapanma oranları hızla gerileyecek ve kârlılıklarını rahatça artırabileceklerdir.”
Son Yazılar
Most Used Categories
- Güncel (14.812)
- www.gidahatti.com (1.509)
- www.tarimpusulasi.com (103)
- Arşiv (4.012)
- Arşiv (Eski Haberler) (887)
- güncel haberler (430)
- Manşet (118)
- Kitaplık (7)
- Köşe Yazıları (142)
- Ali Ekber Yıldırım (142)