Glukagon benzeri peptid 1 ( GLP-1) içeren ilaçların kullanımı hızla artıyor. Eğer bu ilaçlar piyasada kalıcı hale gelirse, insanların beslenme biçimini önemli şekilde değiştirebilir. Bu ilaçlar gıda israfını azaltma ve insanların satın aldığı toplam gıda miktarını büyük ölçüde düşürme potansiyeline sahip. O nedenle, gıda endüstrisi üzerindeki bazı baskılar azalabilir.
GLP-1 ilaçları yeme alışkanlıklarını nasıl etkiliyor? İlaçların popülerliği Avrupa’ya yayılabilir mi? Gıda endüstrisi bu ilaçların yol açabileceği değişen tüketici ihtiyaçlarına nasıl yanıt verecek? Gelin bu soruların yanıtlarına birlikte bakalım…
GLP-1 ilaçlarının gıda endüstrisi üzerindeki potansiyel etkisi ne?Nottingham Üniversitesi Gıda Sistemleri Enstitüsü Direktörü Jack Bobo’ya göre GLP-1 ilaçları ABD’de tüketilen kaloriyi yaklaşık %10 oranında azaltma potansiyeline sahip. Bobo bu ayın başlarında Londra’da düzenlenen Future Food-Tech etkinliğindeki bir panelde yaptığı açıklamada, bunun satın alınan gıda miktarını ve dolayısıyla gıda israfını büyük ölçüde azaltabileceğini söyledi.
IFF küresel inovasyon pazarlama lideri Sonia Huppert’e göre ise, GLP-1 kullanıcıları GLP-1 kullanmayanlara kıyasla önemli ölçüde daha az yemek yiyor ve %6-9 daha az harcama yapıyor. Huppert, insanlar daha az yedikleri için protein gibi temel besin maddelerini atladıklarını ve bunun telafi edilmesi gerektiğini söylüyor.
Nestlé’nin küresel ürün ve teknoloji geliştirme başkanı ve ABD Ar-Ge başkanı Rania Abou Samra ise, “Tüm dünya henüz buna hazır değil, çünkü çok hızlı geliyor. Bu hastalar ve tüketiciler, kendileri için mevcut olan yiyecekleri yiyemedikleri, eskiden yedikleri ancak ilacın etkisi nedeniyle artık yiyemedikleri yiyecekleri durumlarla mücadele ediyor” dedi.
Ancak her şey tüketici için iyi değil. İlaç konusunda eğitime şiddetle ihtiyaç olduğu uyarısında bulunan Samra, “İlacı alıyorlar ve yan etkilerle nasıl başa çıkabilecekleri, vücutları üzerindeki olumsuz etkileri nasıl en aza indirebilecekleri, son derece hızlı bir şekilde kas kütlesi kaybı ve bunların üstesinden gelmek için ne yemeleri gerektiği konusunda yeterli bilgi verilmiyor” dedi ve tüketicilerin ilaç kullanırken ne yemeleri gerektiği konusunda eğitime ihtiyaçları olduğunu vurguladı.
Gıda endüstrisi bu çözümün bir parçası. Bu olumsuz etkileri en aza indirecek seçenekleri piyasaya sunmak için çok çalışıyor…
GLP-1 trendi Avrupa’ya ulaşacak mı?Bu fenomen başlangıçta ABD’ye odaklanmış olsa da, küreselleşme potansiyeline sahip. Panelden sonra FoodNavigator’a konuşan Huppert,“Avrupa obezite konusunda, ABD’nin ve kilo vermek isteyenlerin hemen gerisinde. Giderek daha fazla insanın aşırı kilolu olma eğilimini tersine çevirme potansiyeli hala var. Ancak bunun için tüketicilerin eğitilmesi ve sağlık konusunda hükümet politikalarının geliştirilmesi gerekecek” dedi.
Huppert, GLP-1 ilaçlarına yönelik talebin ABD’de başladığını ama kesinlikle genişleyebileceğini söyledi, maliyet düşerse daha fazla tüketiciyi çekeceğini de sözlerine ekledi. VitaKey CSO’su Aaron Anselmo ise GLP-1 ilaçlarının sadece obezite ve diyabet tedavisinde değil, aynı zamanda kardiyovasküler hastalık ve böbrek hastalığı gibi diğer durumlarda da potansiyel gösterdiğini belirtti.
İlaç kullanan tüketicilerin neye ihtiyacı var?GLP-1 ilaçlarının yaygınlığı arttıkça, gıda endüstrisi de tüketicilere yan etkileri hafifletmek için ihtiyaç duydukları şeyleri vermeyi hedefleyerek yanıt veriyor. Nestlé’den Samara, tüketicilerin bu ilaçları kullanırken bir dizi yan etkiden mustarip olduğunu öne sürdü. Yeterince su içmemekten kaynaklanan dehidrasyonun yanı sıra bağırsak sağlığı sorunları, mikro besin eksiklikleri, saç dökülmesi ve cilt sarkması gibi sorunlar yaşıyorlar.
Samara, tüketicilerin tat algısının bile değiştiğini öne sürdü. Örneğin tüketiciler ağır, sütlü ürünleri tolere edemiyor. Süt ürünleri tüketicilerde mide bulantısına neden olabiliyor. İlaç kullanan tüketicilerin en önemli gereksinimlerinden biri de kas kütlesindeki azalmayı önlemek için protein.
Anselmo’ya göre VitaKey bu sorunu hafifletmek için 12 saat boyunca salınan yavaş salınımlı bir protein geliştiriyor. Anselmo, proteinin daha uzun bir sürede sindirildiğini ve bunun da daha az mide rahatsızlığı ile daha uzun süre daha fazla protein anlamına geldiğini söyledi.
Endüstri, tüketicilerin ilaca verdiği tepkilere göre hareket etmeli. Tüketiciler arasındaki farklılıklar ve kullandıkları GLP-1 ilacının formu arasındaki farklılıklar, etkileri değiştirebilir. IFF’den Huppert, tüketicilerin hepsinin aynı olmadığını, buna yanıt vermenin zor olabileceğini, bu durumun meydana getirdiği zorlukların üstesinden gelebilmek için gıda endüstrisinin bireysel ihtiyaçlara cevap verebilecek geniş bir ürün yelpazesi sunması gerektiğini öne sürdü.
Nestlé’den Samara ise, tüketicilerin ilacı bıraktıktan sonra genellikle verdikleri tüm kiloları geri aldıklarına dikkat çekti. Bu durum maliyet nedeniyle bir sorun teşkil ediyor. Örneğin ABD’deki sağlık sigortası şirketlerinin insanları bu ilaçları süresiz olarak kullanmaya devam ettirecek fonları yok. Samara, gıda sektörünün bu duruma, tüketicilere kilo vermelerini engelleyecek tokluğu sağlayacak besin değeri yüksek gıdalar sunarak yanıt vermesi gerektiğini öne sürdü.
Son Yazılar
Most Used Categories
- Güncel (14.812)
- www.gidahatti.com (1.509)
- www.tarimpusulasi.com (103)
- Arşiv (4.012)
- Arşiv (Eski Haberler) (887)
- güncel haberler (430)
- Manşet (118)
- Kitaplık (7)
- Köşe Yazıları (142)
- Ali Ekber Yıldırım (142)